Zehra Kitap Özeti

Zehra isimli kitap, 2017 yılında Nabizade Nazım tarafından yazılmış bir natüralist roman olarak karşımıza çıkmaktadır. Roman, kıskançlık temasını ele almaktadır ve kahramanlarıyla gerçekçi bir şekilde okuyucuyu etkilemektedir.

Hikaye, Suphi isimli genç ve görgülü bir delikanlının yaşadıklarını anlatmaktadır. Babası Kadri Efendi, Suphi’yi sağlığında zengin ve namuslu bir tüccarın kâtip olarak çalışması için oraya gönderir ve kendisi hayata veda eder. Suphi, annesi Münire Hanım ile birlikte yaşamaya devam eder.

Zehra ise çocukluk zamanlarından itibaren aşırı kıskanç bir kızdır. Annesinin ölümünden sonra da bu kıskançlık daha da artmıştır. Bir noktada, kardeşi Bedri’yi boğmaya ve üzerine basarak öldürmeye çalışmıştır. Bu olay babası Şevket Bey’i endişelendirir. Şevket Bey, sıkıntısını Suphi’ye açar ve Suphi ise içten içe Zehra’ya acımaktadır. Bu duygu, sadece sevgi değil aynı zamanda şefkat olarak kendini göstermektedir.

Bir gün Suphi, Şevket Bey’in evine giderken Zehra ile karşılaşır. Bu tesadüf üzerine Suphi, daha sonra günlerce düşünmeye başlar. Bir gün Şevket Bey, bilerek cebinden bir kağıt düşürür ve içinde Zehra’nın resmi de bulunmaktadır. Suphi, resmi alıp incelediğinde Zehra’nın kızı olduğunu anlar ve aynı zamanda güzel olduğunu söyler. Bunun üzerine Şevket Bey, Zehra’nın güzel ama huysuz olduğunu dile getirir. Suphi, Zehra’nın mutlu olabilmesi için onunla evlenmesini önerir. Şevket Bey, Zehra’nın da Suphi’ye ilgi duyduğunu fark eder ve ikisini evlendirir. Çift, Şevket Bey’in yönlendirmesiyle Bulgurluk adında bir köşke yerleşir ve burada zaman geçirirler.

İlk zamanlarında, Zehra’nın kıskançlığı yoktur ve çift arasında uyum vardır. Fakat Suphi’nin annesi eski kafalıdır ve Sırrıcemal adında bir cariye alır. Sırrıcemal, evliliklerinin içine kıskançlık ve karmaşa getirir. Zehra’nın kıskançlığı yeniden alevlenir ve Suphi’yi Sırrıcemal’e karşı korumasız bırakmaz. Bu durum, Suphi’nin Zehra’dan soğumasına ve evliliklerinin zorlaşmasına sebep olur. Sonunda Suphi, Sırrıcemal ile baş başa kalır ve her şeyini onun için harcamaya başlar. Bu sebeple de Suphi’nin hayatı çökmeye başlar.

Zehra ise intikam almak için Ürani adında bir kadın tutar ve Suphi’nin başına bela eder. Bu kadın, ahlaksız bir yosmadır ve Suphi’nin hayatını alt üst eder. Suphi’nin elinde hiçbir şey kalmayan bir halde, Ürani onu terk eder. Bu sırada Sırrıcemal hamiledir ve çocuğunu kaybeder, intihar eder. Suphi, sokak serserisi haline gelir ve bir faytonla çıktıkları bir yolculukta Ürani ve yeni sevgilisini görerek onları takip eder ve öldürür. Ancak delil yetersiz olduğu için serbest bırakılır ve daha sonra sürgün edilir. Zehra da bu arada Muhsin ile evlenir fakat anlaşamazlar ve Muhsin’den olan çocuğu da ölür. Zehra, kıskançlıkları nedeniyle yalnız kalır ve kendini öldürmek ister fakat başaramaz.

Son olarak, Zehra kendini öldürmek isteyerek sokakta bir kalabalığa karışır ve annesi Münire Hanım’ın öldüğünü görür. Bu durumlar Zehra’nın kendini suçlamasına neden olur ve vicdan azabı çeker. Kısa bir süre sonra Zehra da hayata gözlerini kapatır.

Zehra romanı, kıskançlık psikolojisinin detaylı bir şekilde işlendiği ilk psikolojik roman denemesi olarak dikkat çekmektedir. Kahramanları canlı ve inandırıcı bir şekilde tasvir edilen roman, okuyucuya gerçekçi bir deneyim sunmaktadır. Kıskançlık teması, karakterler arasında rollerin değişmesiyle birlikte vurgulanmaktadır. Tanzimat ikinci dönem eserlerinden biri olan Zehra, edebiyatımızda natüralist bir roman olarak önemli bir yere sahiptir ve incelenmesi ve okunması önerilmektedir.