Körlük adlı roman, trajik bir olayla başlamaktadır. Bir adam, bir anda ortasında trafikte kör olur. Yardım istediğinde ise ona yardım eden kişi, aslında bir hırsızdır ve adamın arabasını çalar. Bu kör adam, karısına evde olduğunda kör olduğunu itiraf eder ve karısı hemen bir göz doktoruna gitmeleri gerektiğini söyler. Ancak, doktor gözlerinin sağlıklı olduğunu ve herhangi bir kör olma sorunu olmadığını belirtir. Bu durumda, kör olan adamın sebebi belirsizdir. Karantina evine döndüğünde ise doktor olayın sebebini araştırmaya başlar, ancak bir sonuca ulaşamaz.
Yavaş yavaş, kör olan insan sayısı artmaya başlar ve hükümet karantina alanı oluşturarak kör olan insanları oraya yerleştirir. İçeride her türlü ihtiyaçları karşılanacak olmasına rağmen, kaos ve çaresizlik ortamı giderek büyür. İlk kör olan adamın karısı, diğer kör olan insanlara yardım etmek ve düzen sağlamak için çabalayan tek kişidir. Ancak, insanlar arasında anlaşmazlıklar ve çatışmalar baş gösterir. Tuvalet ihtiyacı, yemek kavgaları ve nihayetinde ölümler yaşanmaya başlar.
İçeride olanlar arasında liderlik kavgaları ve isyanlar sürerken, doktorun karısı öfkeli ve silahlı bir grubun liderini öldürerek kontrolü ele geçirir. Ancak, hastanede çıkan yangın sonucu birçok kör insan hayatını kaybeder. Kaos dışarıda da devam etmektedir ve ülke adeta bir felaketin eşiğindedir.
Doktorun karısı, ekibine yiyecek bulmak için terk edilmiş marketleri yağmalamaktadır. Ancak, başka bir grup kör insan da yiyecekleri çalmak için para ve değerli eşya karşılığında satmaya başlar. Böylece, içerideki düzen iyice bozulur ve doktorun karısı ile diğerleri arasında bir çatışma çıkar. Ancak, doktorun karısı bilgili ve cesaretli bir şekilde bu çatışmayı bastırır.
Ekip, rağmen olanlardan sonra bir süre doktorun evinde kalır. Doktorun karısı, diğerlerine temiz kıyafetler verir ve onları yıkar. Bu süreçte, doktorun karısıyla birlikte olan diğer kör insanlar, doktorun karısının aslında görme yeteneğine sahip olduğunu keşfederler. Bu keşif eşliğinde, umut dolu bir şekilde yeni bir güne başlarlar.
Sonunda, bir akşam yemeğinde bir kör insan birdenbire görebildiğini ilan eder. Bu durum, diğer insanlarda da birer birer görmeye başladıklarını gösterir. İçerideki kaos sona erer ve insanlar tekrar görmeye başlarlar. Kitap, doktorun karısı ve diğer kör insanların yeni bir hayata başlama umuduyla sona erer.
Körlük, Jose Saramago’nun çarpıcı bir eseridir ve insan doğasının kırılganlığını, çaresizliği ve umudu ustaca ele almaktadır. Roman, bilimkurgu ve psikoloji türlerinin etkileyici özelliklerini bir araya getirerek okurlara sürükleyici bir deneyim sunmaktadır. Kategorisi ise roman olarak belirlenmektedir.